Tarihi Yerleri

CEYLANLI KÖYÜNÜN TARİHİ YERLERİ

Beş Kızlar Mağarası

Tipik kaya mezarları ve inziva odaları görünümündedir. 3 katlıdır. Kayaların üstünde 3 göz halinde pencere delikleri görülmektedir. Halk arasında buraya Sütlü Mağara denmektedir. Çevredeki yazılardan "Vakfettim burası bir vezir mahallidir..." ibaresi okunmaktadır. Yaygın inanca göre burada bir bey, eşi ve çocukları ile birlikte yaşamaktaydı. Ceylanlı Köyü yakınındadır.


                  Beş kardeş magarası                              Tarihi Ceylanlarımız

Dana Ahmetli Köprüsü

Kırıkhan'da, Karasu Nehri üzerinde altı gözlü bir taş köprüdür. Köprünün 16. yüzyıla ait olduğu sanılmaktadır. Eski yıllarda Ceylanlı Köyünden gelip Halep'e giden yol üstünde kurulan köprü, halen ayakta ve sağlam olarak kullanılmaktadır. Halk arasında Taş Köprü adıyla bilinen köprünün, yörede yaşamış olan "bir aşiret reisinin hanımı" tarafından yaptırıldığına dair söylenti vardır.

Antik Kent Kalıntıları

Üzerine Ceylanlı Köyünün kurulmuş olduğu antik kentten günümüze önemli sayılabilecek bir eser kalmamıştır. Roma döneminde kurulmuş olan kentin Zeus Dolichenüz kültürünün izlerini taşıması buranın bir merkez olduğunu ortaya koymaktadır. Çevrede yollar, nekropol ve açık tapınağının yerleri belirgindir. [16].

 
KIRIKHAN İLÇESİNİN TARİHİ

Yakın tarihe kadar Belen ilçesine bağlı küçük bir merkez olan Kırıkhan, Fransız işgali döneminde, 1923 yılında ilçe olmuş, 18 ( on sekiz ) yıl Fransız işgalinde kaldıktan sonra, 23 Temmuz 1939'da HATAY'la birlikte Anavatan'a katılmıştır.

İlçenin adına ilişkin, bir kaç görüş vardır. Bir görüşe göre, ilçede 40 ( kırk ) tane HAN vardır ve ilçenin adi Kırkhan'dır. Bir görüşe göre de, onarılmamış hanların varlığından dolayı buraya Kırıkhan denmiştir. Bir başka görüşse, eski dönemlerde, Bağdat - İstanbul yol güzergâhındaki kırkıncı han'ın burada bulunduğu yönündedir.

Bazı kaynaklarda, " Kırıkhan'ın isminin son yüzyılda duyulmaya başlandığı" ifade edilmekteyse de, bu ismin eskiden beri var olduğu, 17. yüzyılda yasamış olan Karacaoğlan'ın bir şiirinde görülmektedir.

Kırıkhan yöresinde bulunan höyükler ( Koyuncu Höyüğü, Halil Ağa Höyüğü, Boz Höyük...), yörede çeşitli uygarlıkların yaşadığını göstermektedir. Ancak elimizde yöre tarihiyle ilgili yeterli kaynak bulunmamaktadır. Darb-ı Sak Kalesi, eski Türkmen topluluklar hakkındaki çalışmalar ve Hatay tarihiyle ilgili kaynaklarda, yöreye ilişkin bazı bilgilere ulaşmak mümkündür.

1. Dünya Savaşı sonrası, Hatay'la birlikte Kırıkhan da, 1918 yılında Fransız işgaline uğramış, yaklaşık 20 yıl ağır işgal koşullarını yaşamıştır. İşgal döneminde bir Ermeni kolonisi haline getirilmeye çalışılmışsa da, Atatürk'ün girişimleriyle bu düşünce hayata geçirilememiştir.

İşgalin kesinleşmesi üzerine, Kırıkhan'ın önemi iki etkene bağlı olarak artmaya başlar. Bunların ilki, 1920 ve 1921 yıllarında Kırıkhan'a çok sayıda Ermeni yerleştirilmesidir. İkinci etkense, ilçeden geçen İskenderun - Halep yolunun, günlük yaşamı giderek artan bir yoğunlukla etkilemesidir.

İlçede, önce bir Nâhiye Teşkilâtı kurulur. İmar faaliyetleri hızlanır ve ziyaret'te kurulmakta olan pazaryeri Kırıkhan'a taşınır. Kırıkhan ilçe olmadan önce, "yakın yörenin pazaryeri" 1920'li yılların başlarına kadar, uzun yıllar Darb-ı Sak Kalesindeki "ziyarette" kurulmuştur. Pazaryeri kalabalık ve renklidir. Pazaryerinde yaşanan hareketlilik, ziyareti çekici kılmakta, dolayısıyla Bayezid Bestami Türbesi yöre halkının yaşamında özel yer tutmaktadır. Kırıkhan ise, o yıllarda derme çatma evlerden kurulu küçük bir köy görünümündedir.

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol